9 Haziran 2014

Depresyona Dair ya da Bir Ex-Depresiften Tavsiyeler

Yaza giriyoruz, her yer cıvıl cıvıl. Ağaçlar yeşerdi, meyveler verdi. Kuşlar bin bir neşeyle ötüşüyor dallarda. Mağazaların vitrinlerini rengârenk giysiler süslemeye başladı çoktan. Bu yıl Mayıs pek bir yağmurlu geçse de deniz sezonu çoktan açıldı, 23 Nisan ve 19 Mayıs tatilleri itinayla değerlendirildi. Kilolar verildi. Her şey harika, yaşamak güzel. İyi de nerden çıktı bu depresyon o zaman?

Kısaca tembel yazar sendromu olarak açıklayabiliriz durumu. Uzun süredir boşladım buraya yazmayı. Tembel diyerek kendime haksızlık etmeyeyim; evet, buraya yazmıyorum belki ama yazmayı bırakmış değilim kesinlikle. Benim için çok yeni ve heyecanlı bir tecrübe yaşıyor, hikâye yazmaya çalışıyorum.  Tam zamanlı çalışan ve bu aralar ailesini misafir olarak ağırlayan biri olarak yazmaya vakit bulmak kolay olmuyor.  Dolayısıyla blog yazılarına ara vermek zorunda kaldım bir süredir.  Hikâyeme bir son yazmak zorunda olduğum bugün ne yazacağımı kara kara düşünürken çok sevdiğim bir arkadaşıma yazdığım mektuba rastladım.  Okudum, hiç de fena yazmamışım. (Kabul ediyorum, iflah olmaz bir narsistim.) Etrafımda depresyonda olan o kadar çok insan var ki. Düşündüm ve bu yazıyı blogta yayınlamanın fena fikir olmadığına karar verdim. Talep edilmeyen tavsiye vermekte üzerime yoktur. Elbette bunu tüm iyi niyetimle yapıyorum. Çok sevdiğim bir yazarın dediği gibi; ben bunları hep sizin iyiliğiniz için söylüyorum.

2012-2014 arası mütemadiyen depresyonda geçti. (Tabi bu depresyonda olduğumun farkında olduğum kısmı, bir de farkında olmadığım dönem var.) Ben ara ara çıkıp girdiğimi düşünsem de hayır, tüm bu 2 yıl boyunca depresyondaydım. Şükürler olsun ki şu an değilim ve bir daha da girmeye niyetim yok.

Depresyondan çıkışımda en büyük etken benim için önemli bir keşif yapmam oldu. Kötü hissetmemin sebebi depresyon değildi, depresyon sadece sonuçtu. Böyle düşününce her şey daha değişik göründü gözüme. Bu 2 yılda depresyondan çıkmak için çok çaba sarf ettim, doktora gittim, ilaç kullandım, okudum, gerçekten çok okudum ve çok şey öğrendim. Hala da öğrenmeye devam ediyorum. Ama öğrenmek, bilmek yetmiyor uygulama şart.

Öncellikle depresyon hediyesini kabul etmek gerekiyor. Evet, evet,  bu kişiye verilmiş bir hediye. Depresyondasın çünkü bedenin, ruhun sana bir şey anlatmak istiyor, iç dünyanla yaşadığın dış dünya arasında uyum olmadığını ve onlarla ilgilenmediğini. Artık isyan ediyorlar, görmezden gelinmek istemiyorlar. Depresyon enerjini alıyor;  enerji kazanmak için bir şey yapmadığını hatırlatmak için sana. Bedenine iyi bakmıyorsun diyor, iyi beslenmiyorsun, spor yapmıyorsun, sigara, alkol içip onu zorluyorsun, ihtiyacı olanı vermediğin gibi olmayanı vererek onu zehirliyorsun. Keyif alma duygunu alıyor; ruhunu beslemediğini anlatmak istiyor. Meditasyon yapmıyorsun (kendinle vakit geçirmiyorsun ), hobilerini daha önemlisi hayal kurmayı bıraktın diyor. Yani depresyon sürecinde hissettiği her duygu kişiye bir şey anlatmak istiyor, mesajı almak lazım. Çözüm tam da sorunun içinde.

Şimdi diyeceksiniz ki söylemesi kolay. Evet, insanların başkalarına şunu yap bunu yap demesi çok kolay, tüm bunları hisseden onlar değil ki!  Günlerden bir gün Migros’un ortasındaki bir kafede oturmuş zırıl zırıl ağlıyorum neden ağladığımı bilmeden. Karşımda ki diyor ki; neden ağlıyorsun? İşin var, evin var, araban var, sağlıklısın, güzelsin, mutsuz olacak ne var? Sinirleniyorum çok. Ben de biliyorum dışardan bakışta mutsuz olacak bir şeyimin olmadığını ama içimde fırtınalar kopuyor ve karşımdaki bunu bilmiyor. Daha kötüsü BEN bunu bilmiyorum, depresyondayım diyorum ama sebebini ben de bilmiyorum.

Düşünüyorum nasıl çıkarım. Okumak bana iyi geliyor diyorum, okumaya başlıyorum. İnsan bilmediğinden korkar ya, ben de bilmeye anlamaya çalışıyorum depresyon denen bu illeti. Sonradan düşününce neden tekrar o ruh haline geri döndüğümü çok iyi anlıyorum.

1.Daha önceden yaptığım yürüyüş, yoga gibi bedensel aktiviteleri bırakmışım.

2.Zihnimi besleyecek şeyler okumayı bırakmışım.

3.Sosyal yaşamdan vazgeçmişim, sürekli yalnızım.

4.Meditasyon yapmayı bırakmışım (kendimden uzaklaşmışım)

İşte reçete bu, formül basit! “Mahşerin dört atlısı” Bunlardan birini bile eksik yaptığın anda depresyon kapıda seni bekliyor, ding dong, ben geldim.

Tüm bu yazdıklarımın depresyonda olan kişiye uzak, fonda çalan bir şarkı gibi gelmesi muhtemel. Zaten herkese uygun tek bir formül, tek bir çıkar yol olması mümkün değil. Herkes yolunu kendi bulacak. Ancak gözlem ve tecrübeyle sabit ki;

1.Depresyon tüm düşünce sistemini etkilediği için bunu tek başına atlatmak gerçekten zor, o yüzden profesyonel yardım gerçekten faydalı.

2.Anti depresan ilaç kullanımı  gereksiz ağlamaları kesmesi ve enerji vermesi açısından fayda getirse de suni bir yardım, geçici çözüm, bırakınca yaşama adapte olması zor. Bir de gerçek duyguları hissetmeyi engellediği için sorunun kaynağına ulaşmayı engelleyebilir.

Aslına bakılırsa ne doktor, ne ilaç, depresyondaki insana kendinden başka yardım edecek kimse yok. Kişi gücünü kendi içinden almadığın sürece yaşamın depresyonda sürmesi kaçınılmaz gibi.

Depresyonsuz, neşe  ve huzur dolu bir yaşam geçirmeniz dileğiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder