16 Haziran 2014

Babalar ve Kızları

İşte yeni bir özel gün daha, Babalar Günü kutlu olsun. Yılın 364 günü göstermediğimiz sevgimizi, özeni bugün gösterelim babamıza lütfen. Reklamların emrettiği gibi ona hediyeler alalım, alalım ki birileri daha fazla para kazansın.Yarın ya da sonraki gün onu aramayı unutsak da sorun yok, yeter ki bugün iyi bir evlat olduğumuzu gösterelim, vicdanlarımızı rahatlatalım.

Dün kuaförde 45 yaşındaki bir kadının ölü babasıyla yüzleşmesine tanık oldum, gerçekten çok etkileyiciydi. Kadının ağırbaşlı, kendinden emin tavrı daha içeri girer girmez dikkatimi çekmişti.Diğer kişilerin aksine ne sırada kaç kişi olduğunu, ne kadar bekleyeceğini sordu ne de ne yaptırmak istediğini söyledi.Belli ki bu kuaföre kuaförün söylediği hiç bir şeyin söylediği şekilde olmayacağını bilecek kadar uzun süredir geliyordu. Sessizce oturdu, gözlüğünü taktı, gazetesini açtı ve beklemeye başladı.Sıra ona geldiğinde oldukça seyrek ve kısa saçlarını göstererek, kes hepsini dedi, çok ağırlık yapıyor, dayanamıyorum. Kesim başladı. Kuaförün 3 yaşındaki kızı ara ara gelip babasına laf atıyordu. Babası biraz önce gelen müşterinin küçük kızının saçlarını yaptığı için babasına acayip kızgındı. Gelip gidip ama niye onun saçını yaptın diye babasına bozuk atıyor, babası da ben yapmadım onun saçını, zaten kovdum onu dükkandan diyerek kızı sakinleştirmeye çalışıyordu. Kadın dile geldi, çekeceğin var senin bu kızdan. Boşandıktan sonra kendinde kalan kızından bahsetmeye başladı kuaför, bunalıyorum dedi, bana çok düşkün, çok seviyor, çok kıskanıyor. Dikkatli ol diye cevapladı kadın, bu ilişki hep böyle kalmayacak ve başladı anlatmaya.

Ailemin beş çocuğundan en küçüğüyüm ben. Babamı çok severdim. Babam da beni çok severmiş, anneme hep bu eve geliyorsam bu kız yüzünden dermiş ben küçükken. Çocukken aşıktım ben babama, her gece baş ucuma gelir bana kitap okurdu. Babamın bana kazandırdığı en önemli özelliklerden biridir, kitap okumayı çok severim ben. Babam etrafında çok sevilen sayılan biriydi. Belediye başkanının, kaymakamın makamına randevusuz gider, ayakta karşılanırdı. Bir ara muhtarlık da yapmış, Antalya'nın o yıllarda elektrik, su olmayan semtine elektrik su getirtmişti. Yaşım büyümeye başladıkça babamdan uzaklaşmaya başladım. Annemin kırılan kolu, dişleri içimde nefret biriktirmeme sebep oluyordu, babam annemi dövüyordu.13 yaşımda anneme buna katlanmak zorunda değilsin, boşan dedim. Ablam 16 yaşındaydı. Daha küçüksünüz, sizi yetiştirme yurduna verirler, yapamam dedi. Ben genç kızken babam abimi sırf ailesi zengin diye istemediği bir kızla evlendirmeye çalıştı. Abim nişandan kaçtı. Babam onu döverek nikah salonuna götürdüğünde 22 yaşındaydı. Ondan iyice nefret etmeye başladım. Sonra ben evlendim, benim de bir kızım oldu. Çalıştığım için ailemden yardım istedim kızıma bakmaları için. Babam kızıma bakmak için benden para isteyince onunla tüm bağlarımı kopardım. Babam kızlara çok düşkündü. Ona çok kızdığım için ben de kızımın yüzünü bir daha ona göstermeyeceğimi söyledim. Oysa kayın validem öyle miydi? O kadar sevgi doluydu ki. Kayın babamla harika bir ilişkileri var. Şu anda 67 yıllık evliler, daha bir kere birbirlerine seslerini yükselttiklerini duymadım. Çok destek gördüm onlardan. Bir yanda kan bağım olmayan bu insanlar, diğer yanda çocuğuma bakmak için benden para isteyen babam.Nasıl nefret etmez insan? Onu nasıl affedebilirdim? Yaptıklarının cezasını çeksin istedim hep bu yüzden yıllarca kızımı göstermedim ona. Bir gün kızım dedemi çok özledim dedi. Ben babamla konuşmuyordum.Aradım evi, annem çıktı,babamın bahçede olduğunu söyledi. Dönünce arasın torunu konuşmak istiyor dedim. Aradı sonra, konuştular, ben konuşmadım. Ertesi gün kalp krizi geçirip ölmüş. Annem beni hiç affetmedi, baban senin yüzünden öldü diye beni suçladı hep. Ben isterdim ki daha çok yaşasın, daha çok eziyet çeksin. Ama yine dört ayağının üzerine düştü, erken öldü. Ben Allah'a inanıyorum ama cennet cehenneme inanmıyorum. Bence cennet de cehennemde bu dünyada. O bize cehennemi yaşattı, eğer öbür dünya varsa o da cezasını çekiyordur umarım dedi. Kısa bir an gözleri dalıp gitti. Yarın da babalar günü diye  sayıkladı. Ama  içindeki nefret bitmiyordu. Birden çocuk oldu yine affetmeyeceğim işte affetmeyeceğim. Bir erkeği değerli kılan dışarda gördüğü saygı olmamalı, evinde karısına, çocuklarına gösterdiği saygı olmalı dedi. Biz beş kardeş yıllardır anti depresanlarla ayakta duruyoruz, hayatımızı mahvetti.

Çok üzüldüm kadının haline. Bunca yıl içinde bu kadar öfke biriktirmek ve çoktan toprak olmuş bir varlık sebbeiyle hayatını böyle sefil bir halde yaşamak. Talep edilmeyen bir tavsiye vermemek için zor tuttum kendimi . Bırakın hanımefendi, bırakın, onun için değil, kendiniz için affedin onu, kendinize daha fazla acı çektirmeyin demek istedim ama demedim.
Son söylediği cümle bana çok dokundu. Babası onlara hep dermiş ki, ben görmediğim sevgiyi size nasıl gösterebilirim ki? Babam bana bugüne kadar bir fiske vurmamış, hatta sesini bile yükseltmemiştir. Ancak ne beni kucağına aldığına, ne sarılıp öptüğüne, ne de elimden tutup parka götürdüğüne dair tek bir anım yok ne yazık ki. Bunun eksikliğini hep duymuşumdur, sanki hayatımda yokmuş gibi. Ne zaman ona bu yüzden kızacak olsam kendi babasının ne kadar sert olduğunu, onu dövdüğünü, istediklerini yapmasına asla izin vermediğini anlattığı zamanlar gelir aklıma. Görmediği sevgiyi bana nasıl gösterebilirdi ki derim. Davranışında kesin haksız değildir de, bu kaç kuşak daha böyle devam eder, zincirin halkasının bir yerde koparılması gerekmez mi?

Kadın çıkarken kuaföre bugün kızına nasıl davrandığına çok dikkat et, şu andaki davranışların onun tüm hayatını etkileyecek dedi. Bana da dinlediğiniz için çok teşekkür ederim dedi ve çıkıp gitti. Kuaförle birbirimize baktık ve uzun süre hiç bir şey konuşmadık.

Bugün babalar günü ve şükürler olsun ki babam yanımda. Eminim beni yetiştirirken elinden gelenin en iyisini yaptı, bu yüzden ona müteşekkirim.

Bu babalar gününde tüm babaların çocuklarına sevgilerini gösterebilmelerini ve zincirin halkasını artık koparmalarını diliyorum ben.

Babalar günü kutlu olsun.

Sevgiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder