Harika bir
zaman makinesidir aynı zamanda. Notaların üzerine oturup yıllar yıllar geriye
giderim bazen. Tüm dünyaya kızgın olduğum ergen zamanlara, yurttaki ranzama, arkadaşlarla
oturduğum bir bara, sevdiğimle denizi izlediğim sahile, yolculuk yaptığım bir
ana. Bazen de zamanda yolculuk farklı bir yön kazanır, daha sonra gideceğim
yerler midir oralar? Önceden hiç görmediğim dağ başlarına çıkarım, kuş olup
ormanların üzerinden uçarım, denizlerin dibine inerim. Bunların hepsi müzik
sayesinde olur, bir melodi yeter de artar ayrılıp gitmeye. Beden aynı yerdedir
de ruh kim nerelerde gezer durur o sırada.
Arka arkaya defalarca
dinlediğim halde sıkılmadığım şarkılar vardır. O şarkıları sevmem gerçekten
şarkıdan mıdır yoksa o şarkıyı dinlerken hissettiklerimi tekrar etme isteğimden
midir ayırt edemem bazen. O sadece bir şarkı değildir artık, şarkıyı dinlerken
tenimde hissettiğim rüzgâr, duyduğum koku, ağzımdaki tat, karnımdaki histir. Bambaşka
bir anlam kazanmıştır. Onu besteleyen, çalan, söyleyen kişiden bağımsız bir
şeydir, değişmiştir, dönüşmüştür. Benim deneyimim onu farklı bir hale
getirmiştir artık. Hayat da öyle değil midir zaten, herkes özünde aynı şeyi
yaşar da ondan başka bir anlam çıkarmaz mı?
Dinlerken
kendimden geçtiğim bir kadın var benim. Onu dinlerken kelimenin tam manasıyla
müziğin içinde kaybolup gidiyorum ben. Söylediği
şarkının her aşamasını, yüreğindeki notaların ciğerlerine doluşunu, ordan
boğazına geçişini ve son olarak ağzından çıkışını iliklerime kadar hissediyorum.
Canlı dinlediğimdeyse ağzıyla değil tüm bedeniyle şarkı söylediğine tanıklık
ediyorum. Ne müziği, ne sesi beni etkileyen, yaptığı şeyi yapışındaki aşk
belki. Mevcudiyetindeki her bir hücreyle yaptığı şeyin içinde oluşu.
1 yıldır hiç
sıkılmadan dinliyorum Buika’nın La Noche Más Larga albümünü. Bangkok seyahatim
sırasında sıklıkla dinlemem sebebiyle de ayrı bir yeri var gönlümde. Uzak Doğu’da Akdenizli
bir kraliçe. Çok zıt gibi dursalarda harika bir ikili oldular bence. No lo se
dinlerken Chao Phraya üzerinde tekneyle giderken yüzüme sıçrayan damlacıkların
ıslaklığını hissedebiliyorum hala ya da Los solos dinlerken Koh Kret’in
yemyeşil, bomboş sokaklarında yürürken içimde duyduğum huzuru. Como era
dinlerken hissettiklerimi ise tarif etmem imkânsız, kelimeler kifayetsiz
kalıyor. Müzik muhteşem bir şey.
Size veda ederken, ruhumu müzikle yıkayıp kaybolmaya
gidiyorum ben.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder